14 Mart Tıp Bayramı: İşgalden Direnişe, Savaştan Zafere Bir Tıbbiye Destanı
Giriş: Tıbbiyeliler Kimdi?
Tıbbiyeliler, Osmanlı İmparatorluğu'nun Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'sinde (günümüzde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi) eğitim gören öğrenciler ve mezunlardı. Bu kahramanların mirası, özellikle 1. Dünya Savaşı'nın karanlık yıllarında gösterdikleri olağanüstü cesaret ve fedakârlıklarla tarihe kazındı.
1915 yılında Tıbbiye'ye kaydolan birinci sınıf öğrencilerinin tamamı Çanakkale'de şehit düştü. Bu nedenle Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, 1921 yılında hiç mezun veremedi.
14 Mart Neden Tıp Bayramı? İşgal Altında Bir Direniş Sembolü
14 Mart'ın Türkiye'de Tıp Bayramı olarak kutlanması, hem modern tıp eğitiminin başlangıcını hem de millî mücadelenin ateşli günlerini simgeler.
Modern Tıp Eğitiminin Doğuşu (14 Mart 1827):Bu tarih, Osmanlı'nın ilk modern tıp okulu Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire'nin kuruluş yıldönümüdür. Bu kurum, Batılı yöntemlerle eğitim vererek bilimsel tıbbın temellerini atmıştır.
1919: İşgale Karşı Tıbbiyelilerin Direnişi:
İstanbul'un işgal edildiği dönemde, 14 Mart Tıbbiyeliler için yeni bir anlam kazandı. 14 Mart 1919'da, Mekteb-i Tıbbiye öğrencileri ve hocaları, işgal güçlerine karşı onurlu bir direniş başlattı.
Protesto ve Millî Bilinç: Öğrenciler, okulun konferans salonunda toplanarak işgali protesto etti ve "Türk Tıbbiyesi" kimliğini yücelten konuşmalar yaptı. Bu toplantı, tıp camiasının vatan savunmasındaki kararlılığını simgeledi.
Beyaz Önlükler, Kızıl İhanet: İşgal kuvvetlerinin tüm baskılarına rağmen, Tıbbiyeliler beyaz önlüklerini bir "onur nişanı" olarak taşıyarak mesleki kimliklerini millî bilinçle bütünleştirdi.
Cumhuriyet'in İlanı ve Tıp Bayramı:Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra 14 Mart, hem modern tıbbın başlangıcını hem de Tıbbiyelilerin millî mücadeledeki direnişini anmak üzere resmî Tıp Bayramı ilan edildi. Bugün, bu tarih sağlık çalışanlarının emeklerinin anıldığı, etik değerlerin yüceltildiği ve geçmişin kahramanlarının saygıyla anıldığı bir gündür.
1. Dünya Savaşı'nda Tıbbiyelilerin Rolü
Osmanlı'nın 1914'te savaşa girmesiyle Tıbbiyeliler, cephelerin görünmez kahramanları oldu.
Cephede Hayat Kurtarmak: Öğrenciler, mezunlar ve hocalar, Çanakkale, Kafkasya ve Filistin cephelerinde yaralı askerlere umut ışığı oldu.
İmkânsızlıklar ve Fedakârlık: Antiseptik yokluğunda yaraları tuzlu suyla temizlemek, kan kaybını durdurmak için kendi giysilerini kullanmak... Tıbbiyelilerin savaş günlükleri, insanlığın sınırlarını zorlayan destansı hikâyelerle doludur.
14 Mart'ın Bugünkü Mirası
Her yıl 14 Mart'ta, Türkiye'nin dört bir yanında sağlık çalışanları meslektaşlarıyla dayanışma içindeyken, Tıbbiyelilerin 1919'daki yiğit duruşu da minnetle anılır. Bu tarih, tıp etiğinin, bilimsel aydınlanmanın ve vatan sevgisinin kesiştiği kutsal bir semboldür.
Sonuç: Beyaz Önlüklü Kahramanlar
Tıbbiyeliler, savaşlarda canları pahasına hizmet ederek, işgal altında dimdik durarak ve Cumhuriyet'in sağlık sistemini inşa ederek silinmez izler bıraktı. 14 Mart, basit bir "meslek günü" değil, insanlığa adanmış ömürlerin kutlandığı görkemli bir mirastır.
Not: 14 Mart'ı anlamak, günümüzde COVID-19 gibi krizlerde hayatını feda eden sağlık çalışanlarını da saygıyla anmaktır. Tıp, her dönemde bir "varoluş mücadelesi" olmuştur.