İmplante Edilebilir Loop Recorder: Uzun süreli ritim takibi
-
İmplante edilebilir loop recorder, kalp ritmini sürekli olarak izleyen ve kaydeden, cilt altına yerleştirilen küçük bir elektronik cihazdır. Kredi kartı boyutlarında olan bu cihaz, 3-4 yıl boyunca kesintisiz kayıt yapabilme özelliğine sahiptir.
-
İşlem lokal anestezi altında yapılır ve yaklaşık 15-20 dakika sürer. Göğüs bölgesinde küçük bir kesi yapılarak cihaz cilt altına yerleştirilir. İşlem sonrası hasta aynı gün taburcu edilebilir.
-
Loop recorder, özellikle açıklanamayan bayılma ve çarpıntı şikayetlerinin teşhisinde %80-90 oranında başarı sağlar. Uzun süreli takip imkanı sayesinde, kısa süreli monitörizasyon yöntemleriyle tespit edilemeyen ritim bozukluklarını başarıyla kaydeder.
-
Enfeksiyon (çok nadir görülür, %1'den az)
İşlem bölgesinde geçici ağrı ve rahatsızlık hissi
Minimal skar dokusu oluşumu
Cihazın yer değiştirmesi (nadir)
Bu riskler oldukça düşük olup, işlem genel olarak güvenli kabul edilir. Komplikasyonların çoğu basit müdahalelerle düzeltilebilir.
Pacemaker ve ICD İmplantasyonu
-
Pacemaker ve ICD implantasyonu, kalp ritim bozukluklarının tedavisinde kullanılan cerrahi bir işlemdir. Pacemaker yavaş kalp ritimlerini düzeltirken, ICD hem yavaş ritimleri düzeltir hem de hayatı tehdit eden hızlı ritim bozukluklarında elektroşok tedavisi uygular.
-
İşlem genellikle lokal anestezi altında yapılır ve şu adımları içerir:
Göğüs bölgesinde küçük bir kesi yapılması
Damar yoluyla kalbe lead (elektrot) yerleştirilmesi
Cihazın göğüs duvarında oluşturulan cebe yerleştirilmesi
Sistem testlerinin yapılması ve yaranın kapatılması
-
Modern pacemaker ve ICD implantasyonlarında başarı oranı oldukça yüksektir:
İşlem başarısı %98-99 civarındadır
Cihazların 5-10 yıllık çalışma ömrü vardır
Hastaların yaşam kalitesinde belirgin iyileşme sağlar
-
Her cerrahi işlem gibi bazı riskler içerir:
Kanama ve enfeksiyon
Lead dislokasyonu (yer değiştirmesi)
Pnömotoraks (akciğer zarları arasında hava birikmesi)
Cihaz malfonksiyonu
Bu komplikasyonların çoğu erken dönemde fark edilip tedavi edilebilir niteliktedir.
Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT)
-
Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT), kalp yetmezliği olan hastalarda kalbin odacıkları arasındaki elektriksel uyumu yeniden sağlamak için kullanılan özel bir kalp pili tedavisidir. Bu tedavi, özellikle standart tedavilere yanıt vermeyen ve ventriküller arası iletim gecikmesi olan hastalarda tercih edilir.
-
CRT uygulaması şu aşamalardan oluşur:
Lokal anestezi altında minimal invaziv cerrahi işlem yapılır
Sol göğüs bölgesinde cilt altına cihaz yerleştirilir
Üç ayrı elektrot kalbin farklı bölgelerine (sağ atriyum, sağ ventrikül ve sol ventrikül) yerleştirilir
İşlem sırasında floroskopi ile elektrotların doğru konumlandırılması sağlanır
Cihaz programlanır ve test edilir
-
CRT tedavisinin başarı oranları şu şekildedir:
Hastaların yaklaşık %70'inde semptomatik iyileşme görülür
Ejeksiyon fraksiyonunda ortalama %5-10 artış sağlanır
Hastaneye yatış oranlarında %35-40 azalma gözlenir
Yaşam kalitesinde belirgin iyileşme sağlanır
-
CRT uygulamasında görülebilecek riskler:
İmplantasyon bölgesinde enfeksiyon veya kanama
Elektrot yerleşimi ile ilgili komplikasyonlar (dislokasyon, perforasyon)
Cihaz cebinde hematom oluşumu
Diyafram uyarılması
Cihaz fonksiyon bozuklukları
Bu risklerin çoğu erken tespit ve uygun müdahale ile başarıyla yönetilebilmektedir.
Sol Dal Pacing
-
Sol dal pacing, kalbin elektriksel iletim sistemini doğal yollarla taklit eden modern bir kardiyak pacing yöntemidir. Bu teknik, kalbin sol dalına özel olarak yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla ventrikül aktivasyonunu optimize eder ve kalp fonksiyonlarını iyileştirir.
-
Sol dal pacing uygulaması şu adımları içerir:
Lokal anestezi altında göğüs bölgesinde küçük bir kesi yapılması
Floroskopi rehberliğinde lead'in interventriküler septuma yerleştirilmesi
Sol dal sisteminin hedeflenmesi ve optimal pozisyonun belirlenmesi
Elektriksel parametrelerin ölçümü ve ayarlanması
Lead stabilizasyonunun sağlanması ve cerrahi işlemin tamamlanması
-
Sol dal pacing'in başarı oranı oldukça yüksektir:
Teknik başarı oranı %90'ın üzerindedir
Hastaların %85-90'ında optimal elektriksel parametreler elde edilebilmektedir
Uzun dönem takiplerde %80'in üzerinde klinik iyileşme gözlenmektedir
Kalp yetersizliği semptomlarında belirgin azalma sağlanmaktadır
-
Her cerrahi işlem gibi sol dal pacing'in de bazı riskleri bulunmaktadır:
Lead dislokasyonu (%1-3)
Enfeksiyon riski (%1-2)
Kardiyak perforasyon (<%1)
Pnömotoraks (<%1)
Cep hematomu (%2-3)
Bu riskler, deneyimli merkezlerde ve uygun hasta seçimi ile minimize edilebilmektedir. İşlem öncesi detaylı değerlendirme ve hasta bilgilendirmesi önemlidir.
Atriyal Fibrilasyonun Kateter Ablasyonu ve Kriyobalon Tedavisi
-
Atriyal fibrilasyon (AF), kalbin üst odacıklarının (atriyumların) düzensiz ve hızlı kasılması ile karakterize bir kalp ritim bozukluğudur. Bu durum, kalbin normal ritim düzenini bozarak çeşitli semptomlara ve komplikasyonlara yol açabilir.
-
RF Ablasyon:
Kasık bölgesinden damar yoluyla kalbe ulaşılır
Transseptal ponksiyon ile sol atriyuma geçilir
Pulmoner venlerin etrafında noktasal lezyonlar oluşturulur
Kriyobalon:
Benzer şekilde damar yoluyla kalbe ulaşılır
Balon kateter pulmoner venlere yerleştirilir
Tek seferde dairesel dondurma işlemi uygulanır
-
RF Ablasyon: İlk işlemde %70-80 başarı
Kriyobalon: İlk işlemde %75-85 başarı
Tekrar işlem gereksinimi her iki yöntemde %15-30 arasında değişmektedir
-
Major komplikasyonlar:
Perikard tamponadı (%1-2)
Pulmoner ven stenozu (<%1)
Özofageal fistül (çok nadir)
Minor komplikasyonlar:
Kasık bölgesinde kanama/hematom
Geçici frenik sinir hasarı (özellikle kriyobalonda)
Vasküler komplikasyonlar
Her iki yöntem de deneyimli merkezlerde uygulandığında kabul edilebilir risk profiline sahiptir.
SVT(Supraventriküler taşikardi) Kateter Ablasyonu
-
Supraventriküler taşikardi (SVT), kalbin üst odacıklarından kaynaklanan ve kalp atım hızının anormal şekilde artmasına neden olan bir ritim bozukluğudur. Bu durum, kalbin elektriksel iletim sistemindeki anormalliklerden kaynaklanır.
-
Hasta lokal anestezi ve sedasyon altında işleme alınır
Kasık bölgesinden damar yoluyla kalbe kateterler yerleştirilir
3D haritalama sistemi ile aritminin kaynağı belirlenir
Radyofrekans veya kriyoablasyon enerjisi ile anormal iletim yolları ablate edilir
İşlem yaklaşık 2-3 saat sürer
-
SVT ablasyonunun başarı oranı, aritminin tipine bağlı olarak %90-95 arasında değişmektedir. İşlem sonrası hastaların büyük çoğunluğu ilaç tedavisine ihtiyaç duymadan normal yaşamlarına devam edebilmektedir.
-
Kanama ve hematom oluşumu
Enfeksiyon gelişimi
Kardiyak tamponad (kalp zarında sıvı birikmesi)
AV blok (kalp bloğu) gelişimi
Vasküler komplikasyonlar
Çok nadir olarak ölüm
Not: Komplikasyon oranları deneyimli merkezlerde oldukça düşüktür ve işlemin faydaları genellikle risklerinden çok daha fazladır.
Ventriküler Taşikardi Kateter Ablasyonu
-
Ventriküler taşikardi (VT), kalbin alt odacıklarından (ventriküllerden) kaynaklanan, normalden hızlı (genellikle dakikada 100 atımın üzerinde) ve düzensiz kalp ritmidir. Bu durum, kalbin kan pompalama işlevini önemli ölçüde etkileyebilir ve ciddi sonuçlara yol açabilir.
-
Kateter ablasyonu, lokal anestezi altında kasık bölgesinden damar yoluyla kalbe ince tüpler (kateterler) yerleştirilerek yapılır. Özel haritalama sistemleri kullanılarak aritminin kaynağı belirlenir ve radyofrekans enerjisi veya kriyoablasyon yöntemiyle bu bölge etkisiz hale getirilir. İşlem genellikle 2-4 saat sürer.
-
VT ablasyonunun başarı oranı, altta yatan kalp hastalığının tipine ve VT'nin özelliklerine göre değişmektedir:
İdiyopatik VT'lerde (yapısal kalp hastalığı olmayan) başarı oranı %80-95
İskemik kardiyomiyopatide %60-75
Non-iskemik kardiyomiyopatide %50-70
Bazı hastalarda tekrarlayan işlemler gerekebilir ve uzun dönem başarı için hasta takibi önemlidir.
-
VT ablasyonu işleminin temel riskleri şunlardır:
Kanama ve damar komplikasyonları (%2-4)
Kalp zarında sıvı toplanması (tamponad) (%1-2)
İnme veya geçici iskemik atak (%0.5-1)
Kalp bloğu gelişimi (%0.5-1)
Ölüm riski (%0.5'ten az)
Bu riskler, deneyimli merkezlerde ve uygun hasta seçimi ile minimalize edilebilir. Her hasta için risk-fayda değerlendirmesi bireysel olarak yapılmalıdır.